Dünyaca ünlü fotoğrafçı Steve McCurry, dünya prömiyerini İstanbul’da gerçekleştireceği “The Haunted Eye” ile ilk kez sanatseverlerle buluşuyor. 27 Eylül – 12 Ekim 2025 tarihleri arasında sekizincisi düzenlenecek 212 Photography Istanbul, bu yıl takipçilerini McCurry’nin iki ay boyunca ziyarete açık olacak bu özel seçkisiyle bir araya getiriyor.
212 Photography Istanbul’un 8. edisyonuna özel, dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Steve McCurry, en önemli projelerinden biri olan “The Haunted Eye” ile festival takipçilerini büyülemeye hazırlanıyor. Sergi, sanatçının 1984’te çektiği ikonik Afgan Kızı portresinin de aralarında olduğu, kariyerini şekillendiren 25 unutulmaz fotoğrafını ve daha önce hiç sergilenmemiş 160 fotoğrafı bir araya getiriyor. Walter Benjamin’in de söylediği gibi, insanlık kendi yıkımını estetik bir hazla deneyimleyecek kadar kendine yabancılaştıysa, belki de artık onu yakından görmenin ve gerçekten tanımanın zamanı gelmiştir. “The Haunted Eye”, tam da bu soruların izini sürerek izleyiciyi unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor. Sergi 27 Eylül - 30 Kasım tarihlerinde MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde iki ay boyunca ziyarete açık olacak. Sergi vesilesiyle İstanbul’da festivale katılacak olan Steve McCurry, söyleşi, kitap imza günü ve diğer etkinliklerle fotoğraf tutkunları ve sanatseverlerle bir araya gelecek.
Çağdaş fotoğrafçılığın şüphesiz en etkileyici isimlerinden biri olan, 1986’dan bu yana belgesel ve foto muhabirliği alanında bağımsız ve etkileyici görsel anlatılarıyla tanınan Steve McCurry, dünyanın en prestijli fotoğraf ajanslarından Magnum Photos’un üyesidir. Angkor’un harabelerinden Orta Doğu’daki çatışmalara, Hindistan’daki Holi törenlerinden dünyanın en ücra köşelerindeki günlük yaşamlara kadar kadar McCurry, çatışmaları, yok olmaya yüz tutmuş kültürleri, kadim gelenekleri ve modern dünyayı belgeler; anlatılmaya değer hikayelerin peşinde yol alıyor. McCurry’nin objektifi -hanté (perili) gözü, bu bilmeceyi çözmeye çalışırken, savaşların ve felaketlerin gölgesinde bile insan ruhunun kırılgan güzelliklerini ortaya çıkarıyor; gördükleri karşısında büyüleniyor. Yakaladığı kareler, karanlığın içinde bile ışığın varlığını hatırlatıyor.
