• Anasayfa
  • Makale
  • Modernliğin, Samimiyetin ve Mütevazılığın Sultanlığı Umman ve Başkent Maskat
Modernliğin, Samimiyetin ve Mütevazılığın Sultanlığı Umman ve Başkent Maskat
Makale

Modernliğin, Samimiyetin ve Mütevazılığın Sultanlığı Umman ve Başkent Maskat

 Fotoğrafçılar için muhteşem bir fırsat olan bu bölge, gezginlerin ilgisini çekecek doğal güzellikleriyle de göz dolduruyor. Yerel halkın telaşsız yaşantısı, kornasız gürültüsüz trafik akışı, gülümseyen ve yardımsever insanlarıyla gerçekten kafa dinleyebileceğiniz bir ülke. Tabii Şubat ayında 8 derece olan İstanbul’u arkamızda bırakıp hava sıcaklığı 30 derece olan bir deniz kenarı şehrine gitmek ayrı bir keyifti bizim için.

Yazı: Nihan ÖZGEN

Fotoğraflar: Adem MELEKE & Nihan ÖZGEN

Umman’ın Kısa Tarihçesi

Arap Yarımadası’nın en medeni ülkesi olan Umman Sultanlığı, yarımadanın güneydoğu kıyısında yer alıyor. Kuzeybatıda Birleşik Arap Emirlikleri, batıda Suudi Arabistan, güneybatıda ise Yemen ile sınır komşusu.

1521'de Osmanlı İmparatorluğu donamasının kısa süreliğine eline geçmiş olan Maskat, 1581 ile 1588 yılları arasında yine Osmanlı kontrolüne girmiş. Yakın tarihine baktığımızda imamlığa seçilen Ahmed bin Said’in ardından hanedanlık kardeş anlaşmazlıkları yüzünden ikiye bölünmüş. 6 Nisan 1861'de Sultanlık, Umman ve Zanzibar hanedanın iki ayrı koluna geçmiş.

Tarihin bizi ilgilendiren kısmı 1975’te başlıyor. Bir saray darbesiyle babasının yerine geçen Sultan Qaboos bin Said, 1975'te ayaklanmayı bastırdıktan sonra yönetimini sağlamlaştırma yönünde adımlar atarak geniş çaplı bir modernleştirme programına girişti. Bu modernleştirme çalışmalarını bugün sokak yaşamında, insanların birbirine gösterdiği saygılı tutumlarda somut bir şekilde görebiliyorsunuz.

Sultan Qaboos’un dış politikada barışçı, ülkesindeki devrimci yaklaşımları ve modern kafa yapısı, ülkeye farklı bir 50 yıl yaşatmış. Gerek inşa edilen camilerden ve sanat merkezlerinden, gerek insanların sakin yaşamından bunu rahatlıkla görebiliyorsunuz.  

Ortalama nüfusu 2 milyon 650 bin kişi olan Umman'da nüfusun çoğunluğu Ummanlı olup 600 binlik kesim Pakistan, Hindistan, Bangladeş gibi Güneydoğu Asya ülkelerinden çalışmaya gelmiş göçmenlerden oluşuyor. Başlıca dinin İslam olduğu ülkede konuşulan dil Arapça, ancak diğer Arap Yarımadası ya da Ortadoğu ülkelerine nazaran İngilizce konuşma seviyesi oldukça yüksek. Nüfusun yüzde 80’i İngilizceyi çok iyi konuşuyor.

Kısa Kısa Umman

  • Yılın 8 ayı seyahat için çok uygun. En iyi dönemler Eylül - Nisan ayları arası.
  • Turist kadınlara başörtü şartı yok. (Bana en çok sorulan bu oldu.)
  • Camilere girerken başörtülü olmanız gerekiyor. Uzun kollu ve ayak bileklerinize kadar inen kıyafetler tercih etmelisiniz. Erkekler için de diz altı şartı var.
  • Para birimi Oman Riyali. 1 riyal bizim paramızın 14 katı. :) 
  • Oraya TL ile gitmeyin. Dolar veya Euro ile giderek paranızı riyale çevirebilirsiniz. Havaalanında 2 riyal komisyon alındığını da eklemek isterim, yani 30 TL kadar.
  • Para birimleri arasında ciddi fark var gibi görünse de bir Avrupa seyahatinde vereceğiniz otopark ve otoban ücretleri, buradaki akşam yemeklerinizi karşılıyor diyebilirim. Ücretli otopark hiç görmedik.
  • Gitmeden önce online vize alırsanız iyi olur, 5-10 dakika sürecek bir işlem. Havaalanında uğraşmamak için iyi bir yöntem. Bu işlem iki kişi için yaklaşık 150 TL tutuyor.
  • En iyi çalışan navigasyon Google Maps. Yandex veya iPhone harita ile hareket etmeye çalışıp zaman harcamayın. İndirin Google Maps’i, rahat rahat gezin.
  • Sadece şehir içinde gezecekseniz 4x4 araç almanıza gerek yok. Bir otomobil ile seyahati daha ucuza getirebilirsiniz. Ama çöle veya dağa gidecekseniz mutlaka bir 4x4 kiralamış olmanız gerekiyor.
  • Ortadoğu lezzetlerine uzaksanız ve benim gibi orada ne yiyeceğinizi haftalar öncesinden düşünmeye başladıysanız hiç endişelenmeyin. Umman’da, aşina olduğunuz birçok restoranda yemek yiyebilirsiniz. (Nando’s, Mc Donald’s, KFC…)
  • Teknoloji ürünleri almak için sanırım dünyanın en başarılı ülkesi! Örnek olarak; Samsung S20 Ultra cep telefonu Türkiye’den 4.500 TL daha ucuz iken, iPhone 11 Pro tam 5.000 TL daha uygun fiyatta.
  • Parfüm cenneti! Bir alışveriş merkezinde onlarca parfüm dükkanı gördük! Kadını erkeğiyle Maskat mis gibi parfüm kokuyor. :)
  • Çölde akşam hava sıcaklığı oldukça düşüyor. Yanınızda mutlaka polar veya yağmurluk bulundurun.
  • Dağ ve kanyon ziyaretleriniz olacaksa yanınızda mutlaka rahat bir yürüyüş ayakkabısı bulundurun.
  • Bir otomobil deposu 6 buçuk riyale doluyor. Yaklaşık 100 TL.
  • Şehirlerarası yollarda 2-3 km’de bir radar kurulmuş. Ancak herkes kurallara uyduğu için kendinizi uyma mecburiyetinde hissediyorsunuz. Yani yollarda dikkat etmekte fayda var. Zira riyal TL’nin 14 katı. :)

Oman Air Sponsorluğunda İstanbul – Umman Seyahati

20 Şubat saat 01:05’te Oman Air ile tam zamanlı olarak havalandığımız yolculuk yaklaşık olarak 4 buçuk saat sürdü. Oldukça konforlu bir uçuştu. Umman’da saatlerimizi bir saat ileri aldık. Havaalanında Koronavirüs olmadığımıza dair beyanımızı imzaladıktan sonra vizemizin mail çıktısıyla pasaport kontrolünden geçtik.

Umman’da bizim telefon hatlarını kullanmak maddi olarak hiç mantıklı değil. Dönüşte binlerce lira fatura ödemek istemiyorsanız bu konuyu ciddiye alın. Biz iner inmez havaalanında 5 riyale 4 GB’lık bir Ooredoo hat aldık. İnternet yetmezse daha sonra AVM’lerdeki mağazalardan yükleme yapabilirsiniz.

Havaalanında 500 dolar çevirdik, 190 Umman Riyali ediyor. Hemen yanında yer alan Thrifty’den kiraladığımız otomobili teslim almaya gittik. Maskat Havaalanı oldukça kompakt bir yer. Hemen her şeyi çıkışta halledebiliyorsunuz.

Sultan Kâbus Ulu Cami (Sultan Qaboos Grand Mosque)

Sultan Kâbus 1992’de büyük bir caminin Umman Sultanlığı’na yakışacağını düşündü. Bunun için bir tasarım yarışması yapıldı. Tasarımın seçilmesinin ardından caminin 1994 yılında başlayan inşası 7 yıl sürdü. Sultan Kâbus Ulu Cami’nin yapımında 300 bin ton Hint kumtaşı kullanılmıştır. Ana salon zemininden merkezi kubbenin en üst noktası 75 metre geliyor. Ana salon 6500 kişi, hanımların bölümü ise 750 kişi kapasiteli. Tüm alanlar toplamında 416 bin metrekare ve 20 bin kişi kapasiteli caminin açılışı, 4 Mayıs 2001’de Umman Sultanı’nın 30 yıllık saltanatını kutlamak üzere yapılmıştır.

Caminin iç tasarımındaki en önemli özelliği, ana salonda yer alan halıdır. 600 kadının 1 milyar 700 milyon ilmekle işlediği 21 ton ağırlığındaki bu halının tamamlanması 4 yıl sürmüş. Fars, Tebriz, Kaşan ve İsfahan tasarımlarının bir arada görüldüğü 70 x 60 metre ölçülerindeki halıda 28 renk kullanılmış. Abu Dabi’deki Şeyh Zayed Cami halısı yapılana kadar dünyanın en büyük tek parça halısı olarak kaydedilmiştir.

Yine aynı şekilde, ana salonda yer alan 14 metrelik avize, Abu Dabi’deki cami yapılmadan önce, dünyanın en büyük avizesiydi. Avize 8 buçuk ton ağırlığında ve toplam 600 bin kristal parçaya sahip.

Caminin dışındaki koridorlar adeta güvenlik duvarları gibi camiyi çepeçevre sarıyor. Caminin 5 minaresi ise İslam’ın 5 şartını simgeliyor.

Gençler için kurgulanan İslami İlimler Enstitüsü’ne ek olarak, bilim ve İslam kültürü alanlarında 20 bin referanslı bir kütüphanenin bulunduğu camide 300 kişilik toplantı ve seminer salonu bulunuyor.

İbadet salonlarındaki sanatsallık, Endülüs’ten Çin’e uzanan bir kültürün izlerini taşıyor. Dış alandaki taşların üzerine 2 cm’lik derinliklerle yazılı olan kutsal ayetler, cami ayakta kaldığı sürece hep orada yazılı olacak.

Mütevazı ve sade tasarımlı camiye turistler yoğun ilgi gösteriyor. Biz de Umman’da kaldığımız her gün orayı bir şekilde ziyaret ettik. Güzel fotoğraflar yakalamak için genelde günbatımlarını tercih ettik. Bu kadar rahatça gitmemizin bir nedeni de otoparkın genelde boş olmasıydı. Bu arada kocaman otopark ücretsiz.

Gayrimüslimler Cuma günleri hariç her gün 08:30 – 11:00 saatleri arasında camiyi ziyaret edebiliyorlar. Müslümanlar içinse böyle bir kısıtlama tabi ki yok.

Kraliyet Opera Binası (Royal Opera House)

Kraliyet Opera Binası, Umman Sultanlığı’nın başkenti Maskat’ın önde gelen kültür ve sanat merkezidir. Opera Galleria adında bir de alışveriş merkezi bulunan Opera Binası’nda gerçekleştirilen çeşitli eğitim programları ve kültürel, sanatsal programlarla hem Umman halkının entelektüel olarak zenginleştirilmesi amaçlanmış hem de uluslararası iyi kalitede hizmet verilmesi...

İçerik olarak kalite vaat eden merkezin yapısı da oldukça ilgi çekici. Sultan Kâbus Cami ile aynı mimarlar tarafından inşa edilen bina, mermer, kakma ahşap ve arabesk tasarımların karışımı olarak görülmeye değer. Bir etkinliğe katılmayacak olsanız bile opera binasını ziyaret edebilir, bahçede yer alan kafelerden birinde bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Biz yine bir gün batımında oradaydık ve çok güzel yansımalar yakaladık. Bu arada hatırlatmakta fayda var: Bir performans izleyecekseniz kot pantolon ve spor ayakkabı ile giriş yapmanıza izin verilmiyor. Çok sıkı bir kıyafet yönetmeliği (dress code) uygulanıyor. Uygun kıyafetleri kiralayabileceğiniz mağazalar da binada mevcut.

Bimmah Obruğu (Bimmah Sinkhole)

Maskat şehir merkezinde yer alan otelimizden çıkıp bir buçuk saate vardığımız Bimmah Sinkhole, sanki bir göktaşı düşmüş de oluşturmuş gibi dursa da kendiliğinden oluşmuş bir doğa harikası. Obruklar genellikle yeraltı sularının, kireçtaşı ve karbonat kayaları aşındırması sonucu oluşur. Kayalar çözünürken mağaralar oluşur ve bir müddet sonra mağaraların üzerindeki toprak çöker, obrukları meydana getirir. Bu kısa coğrafi bilgiden sonra burada suya girilip yüzüldüğünü de eklemeliyim. Suyun içindeki küçük balıklar, tıpkı bizdeki “şifacı” balıklar gibi ufak ufak ısırabilir, hissetmezsiniz bile. Ölü derilerinizi alıyorlar, sudan çıkınca yumuşacık oluyorsunuz. Mayolarınızı giyinip çıkarabileceğiniz duş alanları mevcut ve ücretsiz. Aynı şekilde otopark da ücretsiz. Bimmah Sinhole’e gitmişken, hemen yakınındaki Wadi Shab’ı görmeden dönemezdik!

Wadi Shab

Doğa tutkunlarını bile şaşkına çevirecek güzellikte bir yer Wadi Shab. Burayı ziyaret etmeden Maskat’tan dönsek eksik olurdu. Girişteki büyüleyici dingin güzelliğin ardında neler olduğunu gördüğümüzde şaşkın şaşkın etrafımıza baktık. Mükemmel bir geçit olan Wadi Shab’a ulaşmak çok kolay. Bimmah Sinkhole’den yaklaşık 30 km. Biz navigasyondan baktığımız için çok daha zorlu ve uzun bir sürüş parkuru bekliyorduk. Ancak tam o zorlu kısma geldiğimizde müthiş bir uyarı tabelası gördük: “Navigasyonun yönlendirdiği bu nokta yanlış, lütfen cihazınıza ‘Wadi Shab Parking Place’ yazın.” Detaylara önem veren biri olarak o anda dedim ki gerçekten Umman müthiş bir yer.

Wadi Shab’da park ücretsiz. Biz gittiğimizde akşamüstüydü ve çok kalabalık değildi. Bu sebeple kolayca park yeri bulabildik. Burayı saat 08:00 - 17:00 arası ziyaret edebilirsiniz.

Park ettikten sonra kayıklarla 2 dakikalık kısa bir yolculuk yaparak nehrin karşısına ulaştık ve kanyonda yürümeye başladık. (Tekne kişi başı 1 riyal.)

10 – 15 dakika yürüdükten sonra karşımıza kaygan zeminli ve dar kanyon duvarları çıktı. Bir an için durup küçücük bir insan olarak nerede durduğunuzu düşününce çok tuhaf hissediyorsunuz. Biz suya girmedik, o saatte giren de görmedik. Biz kanyona girerken, yüzenler ıslak mayolarıyla dönüş yolundaydı. Ayağımızda rahat sandaletlerimiz olmasına rağmen, kapalı bir ayakkabıyla yürüyüş çok daha konforlu olurdu.

İnternet ve Instagram’da gördüğümüz birçok fotoğrafta kanyonda bulunan her suda yüzüldüğünü düşünmüştük. Ancak yalnızca kanyonun son bölümündeki üç küçük havuzda yüzülebildiğini öğrendik. Bu arada suyun sıcaklığının da yüksek olduğunu belirtmem gerekiyor. Burada ücretsiz duş alanları mevcut. 

Akdar Dağı (Al Jebel Akhdar)

Umman’ın başkenti Maskat’tan, kiraladığınız bir 4x4 ile 2 saat içinde vardığınız Al Jebel Akhdar, müthiş manzaralarıyla dikkat çekici. Jebel Akhdar’ın anlamı “Yeşil Dağ” ama sanırım biraz ironik bir isim. Çünkü benim bildiğim yeşil, bir Artvinli olarak Karadeniz’de... Buranın yeşil ile pek alakası yok. Ama özellikle gezginlerin ve doğa tutkunlarının gidip tecrübe etmek isteyecekleri bir dağ. 3000 metrelik bu dağda rehberli yürüyüş almak en iyisi. Dağ yürüyüşü sırasında aşağıda yer alan Umman köylerini seyredebilir, dağ manzarasına doyabilirsiniz.  Burası Doğu Arabistan’ın en yüksek noktası. Nar, ceviz, kayısı, üzüm ve şeftali yetişen bölgede yüzlerce yıldır çiftçiler tarafından yapılan gül suyu ekstraksiyonu da oldukça ünlü.

Dağa çıkmadan Nizwa’dan geçiyorsunuz. Nizwa, Umman’ın en eski şehirlerinden biri. Şu anda da en turistik ikinci şehri. Antik dönemde ticaret, eğitim, din ve sanatın merkezi olan Nizwa, binlerce hurma ve muz ağacıyla dolu ve fotoğrafçılar için cazibe merkezi. Burada, Akdar Dağı dışında Nizwa Fort (kale) ve Nizwa Souq’a da uğrayabilirsiniz.

Dönüş yolunda Nizwa Üniversitesi kampüsünün önünden geçtik. Umman Sultanlığı’ndaki ilk ve tek kar amacı gütmeyen özel üniversite. Olumlu düşünmeyi teşvik ederek ülkenin İslami ve kültürel mirasını ve kimliğini öğrencilerine aktarıyor. Tam da Umman’a ve Sultan Kâbus’a yakışacak hareket.

Vahibe Çölü (Wahiba Sands)

Doğu Umman’ın kalbinde yer alan Wahiba Sands, adeta sonsuzluğa uzanan bir kum okyanusu. Maskat’taki otelimizden çıkış yapıp, 2 saat mesafedeki çöle konaklamaya geldik. Yine bir günbatımı yakalama telaşındaydık. Takdir edersiniz ki güneşin dik açılı olduğu öğlen saatlerinde çekilen fotoğraflar maalesef çöp oluyor. Yanal ışık yani gündoğumu ve günbatımı her zaman bize avantaj sağlıyor. Çöl de bunu en çok hissettiğimiz yerlerden biri.

Biz çöle 4x4 ile geldiğimiz için çöl safarisinde herhangi birine ihtiyaç duymadık. Önce kamp otelimize yerleştik ve günbatımını kaçırmamak için aceleyle safariye başladık. Konakladığınız yeri bulabilmek için yönünüzü kaybetmemeniz gereken çöl, her an oluşabilecek rüzgârlarla 100 metre yüksekliğinde kum tepeleri oluşturabiliyor. Aman dikkat diyelim.

Konakladığımız kampta verilen leziz akşam yemeğinden sonra bir iki saatlik yerel canlı müzik eşliğinde çay – kahve içtik. Haa bir de internetten Fenerbahçe – Galatasaray maçını izledik tabi ki. 

Bu arada gece çölde konaklamanın başka bir güzelliği, yıldızların muhteşem bir şekilde görünmesi. Gece 4x4’ümüze atlayıp, yıldızları izlemeye karanlık bir yere gittik ve yarım saat bu sessiz ve büyüleyici ortamda yıldızları izledik.

Matrah Balık Pazarı (Mutrah Fish Market)

Maskat’ın batısında yer alan Matrah’ta yeni inşa edilen balık pazarı, Umman’ın gelişen balıkçılık endüstrisi için merkez konumunda. Umman Sultanlığı’nın en büyük limanı olan Matrah’ta 1960 yılında inşa edilen eski balık pazarına yakın bir yerde kurulan yeni pazar, dünyanın dört bir yanından gelen turistlerle yerel balıkçıların buluşma noktası olmuş. 4000 metrekarelik pazarda soğutma, paketleme ve depolama bölümleriyle birlikte 100’den fazla balık satıcısı, kesicisi ile birlikte binlerce büyüklü küçüklü balığı bir arada görme şansınız var. Burası fotoğrafçılar için farklı kareler vaat ediyor.

Matrah Çarşısı (Mutrah Souq)

Bizim Kapalı Çarşı’nın bir benzeri olan Matrah Çarşısı’nda geleneksel Arap pazarlarının kaotik halini görebilirsiniz. Genelde Umman ve Hint mallarının satıldığı pazar, yine fotoğrafçılar için şahane bir portre atölyesi.

Al Shati Caddesi (Shati Al Qurum)

Akşamları oldukça hareketli olan bu caddeye geldiğimizde kendimizi bir an İzmir’de gibi hissettik. Deniz kenarında yürünebilen caddenin üzerinde birçok kaliteli kafe ve restoran var. Burası Maskat’ın en pahalı semtlerinden biri olabilir. Biz iki akşam bu caddede bulunan Le Mekan Cafe’de oturduk. İstanbul’da kışken, palmiyelerin altında mis gibi bir yaz akşamı yaşamak çok hoştu.

Al Mouj Marina

Maskat’taki ilk akşamımızda ve sonrasında dönüş uçağımıza 2 saat kala gittiğimiz Al Mouj Marina, alışveriş yapabileceğiniz bir mekân olmasının yanı sıra çok hoş kafe ve restoranlara sahip bir bölge. Ücretsiz park yeri, telaşsız hareketliliği, hafif kalabalığa rağmen dinlendirici sakinliği ile İstanbul’a dönmesek mi acaba dedirten bir yaşam merkezi. Maskat’ta 4 – 5 gün içinde gördüğüm en lüks yer diyebilirim. Akşam fıskiyeleri, kafeleri ve marina özelliğiyle adeta Göcek havasına bürünen Al Mouj, havaalanına da oldukça yakın.

 

Etiketler: kültür, sanat, fotoğraf

Yazdır e-Posta