Yıldızlar Geçidi: Kudüs.
Makale

Yıldızlar Geçidi: Kudüs.

En son söyleyeceğim şeyi ilk başta söyleyeyim: İnanç sahibi olsun olmasın herkes, her bir dünya insanı mutlaka Kudüs’ü görmeli…

Çünkü Kudüs, yeryüzünün merkezi gibi, tüm misafirlerine adeta bir yıldızlar geçidi sunuyor. “Kudüs’e gitmek istiyorum ama tehlikeli” gibi gerekçeleri bir kenara bırakın, inanın İstanbul trafiğinde yol almak, Filistin topraklarında gezmekten daha tehlikeli.

Mehmet Fatih ASLAN

Instagram: @mfaslan @kesfetmeyebak

 

Hz. Adem’in cennetten çıkınca ilk ayak bastığı, Hz. Süleyman’ın imar ettiği, Hz. İsa’nın öldükten sonra dirilerek gökyüzüne yükseldiği, Hz. Muhammed’in miraca çıktığı şehir Kudüs... İşte bu nedenle Yıldızlar Geçidi diyorum. Tüm semavî dinlerden ve birçok medeniyetten izler taşıdığı için, yerkürenin buradan yaratılmaya başlandığına inanıldığı için, uğruna sayısız savaşlar yapıldığı için, yeryüzünün en kadim ve mübarek şehri olduğu için… 

Kudüs’e gelmek için İsrail’in başkenti Tel Aviv’in Ben Gurion Havalimanı’na inmek gerekiyor. Sonrasında Tel Aviv’den Kudüs’e 70 km mesafe var. Eğer ilk kez İsrail’e gelmişseniz bir sorgu odasında birkaç saat geçirmeye hazır olun. Sonunda sorgunuz bitecek ve size bir kimlik verecekler, geri dönene kadar bu kimliği saklamanız gerekiyor.
Kudüs’e bireysel olarak da gidilebilir ama tavsiyem bir tur şirketiyle bir gruba dahil olarak gidilmesi yönünde… Çünkü görülmesi gereken çok yeri ve dinlenilesi çok hikayesi var. İşte bunları, bir rehber eşliğinde gezerken görmek ve dinlemek size büyük zaman kazandıracaktır. Ayrıca vize alırken ve İsrail’e girerken kolaylık sağlayacaktır. 

Kudüs şehrinin İbranice, Latince ve Arapça isimleri (Jerusalem, Yeruşelayim, Yer-ü Selam) hep aynı anlamı taşıyor: Barışın Şehri. Keşke ismi gibi kendisi de barış içinde dünya durdukça varlığını sürdürmeye devam etse.

Tel Aviv’den çıkmadan…

Hazır İsrail’in başkenti Tel Aviv’e inmişken, Yafa semtinde Osmanlı izlerine görmenizi tavsiye ederim. 1812 tarihli Mahmudiye Cami ve II. Abdülhamid döneminde yapılan Yafa Saat Kulesi bu izlere birer örnektir.

Kudüs’ün içinde bulunduğu İsrail ve Filistin…

Kudüs, Batı ve Doğu olarak iki bolümden oluşuyor. Doğu kesimi Müslümanlara ait ve Filistin’in Batı Şeria (West Bank) olarak adlandırdığı bölgeye dahil. Batı Kudüs ise İsrail toprağı. Aslında hemen belirteyim, Filistin toprakları da fiilen İsrail’in egemenliği altında. Her ne kadar Kudüs’ün yarısında veya diğer Filistin topraklarında Müslümanlar yaşasa da ve resmiyette bir Filistin devleti olsa da her yere İsrail hakim. İsrail ne derse o oluyor. İsrail Filistin’e ne verirse onu alabiliyorlar. Örneğin dünyanın neresinden Filistin’e bir yardım malzemesi gitse önce İsrail’e uğramak zorunda. Bir Filistinli sivil, asker veya polis olsun İsrail’e geçemiyor ama İsrail polisi istediği an Filistin topraklarına girip istediği kişiyi alıp çıkabiliyor. Filistin’in kendi polisi var ama etkisiz, zabıta desek inanın daha doğru olur.  

Yeşil renkle gösterilen Filistin toprakları Batı Şeria (West Bank), Gazze (Gaza Strip) ve Suriye sınırındaki Golan Tepeleri’nden oluşuyor.

Kudüs, modern bir şehir. İşte bu modern Kudüs’ün içinde, 4 km uzunluğunda surlarla çevrilenmiş, taş kaldırım ve evlerden, camilerden, kiliselerden, havralardan oluşan Eski Kudüs şehri var ki Mescid-i Aksa ile Hz. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra öldüğü ve dirilerek göğe yükseldiğine inanılan Kutsal Kabir Kilisesi bu eski şehrin içerisinde yer alıyor.

Mescid-i Aksa; içinde Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği altın kubbeli Kubbet’üs Sahra’ya ve siyah kubbeli El Aksa Cami’sine (Mescid-i Aksa Cami veya Kıble Cami olarak da adlandırılıyor), ayrıca medreseler, kabirler ve çeşmelere ev sahipliği yapan bir alan. Yani içinde tüm bu saydığım yapıların, ağaçların olduğu 20 futbol sahası büyüklüğündeki avluya Mescid-i Aksa deniliyor.

Mescid’i Aksa’nın bir duvarına ise Ağlama Duvarı deniliyor. Duvarın bir tarafında Müslümanlar namaz kılarken, diğer tarafında Museviler ibadet ediyor. Duvarın batıdaki resmi adı West Wall.

Eski Kudüs şehri, dört mahalleden oluşuyor: Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Ermeni Mahalleleri. Daha iyi anlatmak için şöyle açıklayayım: İstanbul’un Suriçi denilen, Sultanahmet, Çemberlitaş, Beyazıt gibi semtlerin bulunduğu bölgesi Eski Kudüs, Sultanahmet Meydanı da Mescid-i Aksa olsun. Televizyonda izlediğimiz olaylar Eski Kudüs’te değil Kudüs şehrinin diğer bölgelerinde cereyan ediyor, örneğin İstanbul’da turistik bölge olan Sultanahmet’in dışında Taksim Meydanı’nda Kadıköy’de gösterilerin yapılması gibi.

Yeri gelmişken, biz televizyonda her olay olduğunda Kudüs’ü görüyoruz ve sanıyoruz ki her gün olaylar çıkıyor ve bu nedenle çok tehlikeli bir yer. Hayır öyle değil, bir turist olarak rahatça dolaşabilirsiniz. İstanbul trafiğinde yol almak daha tehlikeli bir iş. Özellikle Eski Kudüs bölgesi tamamen turistik bir yer. Dünyanın her yerinden gelen Müslümanlar, Hristiyan hacılar, hatta yerel Müslüman ve Musevi halklar burada yan yana yaşıyorlar, alışveriş yapıyorlar. Burası biraz pahalı bir bölge. Ben bir tabak falafel ve içeceğe 1 yıl önce 80 TL vermiştim.

Yeryüzüne barış hakim olacaksa…

Kudüs’ün, dünya barışı için çok büyük bir öneme sahip olduğuna, eğer yeryüzüne bir gün barış hakim olacaksa, bunun öncelikle Kudüs’te başlayacak barış ile mümkün olacağına inanıyorum. Kudüs sadece Müslümanların, Hristiyan veya Yahudilerin değil, tüm insanlığın ortak değeri olmalı. Zaten öyle de… Ama bunu tüm dinlere mensup olan insanların “içtenlikle, çıkar gözetmeksizin” benimsemesi gerekiyor. İşte barış ancak o zaman gelebilir.

Kudüs, her inançtan iyi niyetli insanların sahip çıkması gereken bir denge noktası. Ve her dileyen oraya özgürce seyahat edebilmeli. Tahmin edersiniz ki hem fotoğraf severler hem de kültürel seyahat meraklıları için son derece tatmin edici bir yer. Bol seyahatli ve ışıklı günler dilerim.

 

 

Yazdır e-Posta